::::::::)

kısır döngü asla yok olmaz. sadece genişler, sonra da kendini unutturur. niye? çünkü döngü dediğin, bildiğin daire. üstünde tam tur atmak o kadar uzun sürer ki, aynı noktadan ikinci kez geçtiğini anlayamazsın bile. hatta bazen, kısır döngü öyle bir genişler ki başladığın yere dönmeye ömrün bile yetmez. insan da, kör bir at gibi koşturur üstünde. düz gittiğini zanneder. ilerlediğini. hatta ilerlerken öldüğünü düşünüp son nefesini bile huzurla verir! ama kör olmak şart, tabii! yoksa anlarsın aynı yerde dönüp dolaştığını. onun için yaşlıların gözleri bozulur, anlıyor musun? aynı yerden tekrar geçtiklerini anlamasınlar diye. kısır döngüye karşı doğal bir savunmadır aslında, körleşme. mekanik bir tepkidir yani! hayatın kendisi gibi... hatta bu yüzden hayat da bu kadar sıkıcı! çünkü hayat da sadece bir tepki.

"döngü vardır; hayatın döngüsüdür, zamanın çarkıdır, mevsimlerin birbirini izleyişidir, bir şeyler yaratmaya yarar, ileri götürücüdür. döngü vardır; yaşarken öldürür, bir labirentte tutsak eder, kişiyi geride tutar, orada oracığa mahkum eder. kimi döngü geri-besleme mekanizmasıdır, besler; kimi döngü aç bırakır, güvenlik için tüm enerjinizi harcasanız da, ondan kaçınmaya çalışsanız da yine de ona yaranamazsınız, sizi hapseder. kısırdöngü, bu ikinci türden olan döngüler için kullanılır. yani, bir şeyler yaratmaya, hayat'a yönelik olan değil de; bir şeyleri hapsetmeye, ölüm'e yönelik olan bir döngü. 
burada belki önemli bir soru, kişinin neden bir şeyleri/kendini hapsetme ihtiyacı duyduğudur. olabilir. gerçeklerle yüzleşmek zordur. bunun için bir ormanda bilinmeyene doğru yola çıkmamız ya da geceleyin bir yunusun karnında deniz yolculuğu yapmamız gerekebilir. bunlar olabilir. tıpkı masaldaki ejderhalar gibi, kendimizi bir mağaranın içine kilitleyip hapsedebiliriz, der joseph campbell. zaten psikologların problemi de o ejderhaları parçalamaktır, diye de ekler "the power of myth" adlı konuşmasında (belki daha doğru bir ifadeyle; psikologların problemi, kişinin kendi ejderhalarını parçalamasına yardımcı olmaktır, denebilir). ve joseph campbell'in 'ejderha' dediğine, engin geçtan 'nevrotik kısırdöngü' diyebilir.

yaşamda nevrotik kısırdöngülerin içinde sürüklenmek olduğu gibi, o kısırdöngüleri kırıp açığa çıkan enerjileri 'kendimizi yaşamak' üzere kullanmak da vardır. çünkü enerjinin korunumu diye bir şey vardır, tabii eğer bu enerjileri yeni bir kısırdöngü oluşturmak üzere kullanmazsak. ve çünkü nasıl ki entropi varsa, kendini gerçekleştirmeye çabalamak diye de bir şey vardır, toplum her ne kadar bu süreci baskılayıcı bir üst-sistem olarak bireyi kısıtlasa da."

işte buraya kadar yazıp bırakmıştım iki hafta öncesinde. bu süre içinde ülkemde özgecan cinayeti gerçekleşti. yukarıda, belki, engin geçtan'ın "insan olmak" kitabından yola çıkarak yazdıklarım kulağa hoş geliyor. kendini gerçekleştirmek için çabalamak gerekiyor. ama hangi toplumda? kendini gerçekleştirmek için önce ve en başta, elbette ki, hayatta kalabilmek gerekiyor. öldükten sonra hangi kendini gerçekleştirmek? işte böyle, bu tip soğuk gerçekler yüzümüze yüzümüze vuruyor. böyle gerçeklerden sonra enerjiden menerjiden bahsetmek de gelmiyor içimden. 
fakat yine de eros hep thanatos'a düğümlü. ölümün olduğu yerde yaşam da canlanıveriyor. askere gitmeden önceki halimi hatırlıyorum: yaşam bir anda rengarenkleşmişti gözümde, hiçbir şey anlamamıştım. artık az çok tanıyorum kısırdöngüleri, tuzakları. kendimi oralara kapatmak istemiyorum. enerjimi daha yaratıcı bir yöne kanalize etmek istiyorum. birtakım kurslar buldum kendime, onlara gideyim diyorum. şimdilik sadece bunu yapabiliyorum.

Bilinçaltı Değişim ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, bilinçaltı inançları değiştirmenin 5 kısa yolunu yazdı: 

1- Yaşam kalitenizi bozan hakim düşünce kalıplarınızdan, öncelikli olarak kurtulmak istediğiniz düşüncelere samimiyetle odaklanarak, bilinçaltı çekirdek inançlarınızı tespit edin.
Çok yemek yeme, spora gitmek istememe ya da hep aynı tarz ilişki yaşamaya yönelik düşünce ve davranış kalıplarınız olabilir. Nerede kendi kendini sabote etme kalıbı varsa, bu bilinçaltının duruma müdahil olduğunu gösterir. Düşünce kalıplarınızı tanımlayarak, bu bilinçaltı inançları bilinçli bir şekilde gözlemleme ve değiştirebilmek için yüzeye çıkarma imkanına sahip olursunuz.

Örneğin, çok yemek yemekle ilgili bir düşünce kalıbınız varsa, canınız neyi ne zaman isterse onu yemeyi hak ettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Ya da yemek yemek sizin sürekli haz kaynağınız olabilir, “Yemek yemek beni mutlu ediyor” diyebilirsiniz Ya da henüz kendinizi tok hissedecek kadar yemek yememiş olduğunuzu veyahut da yemek yemenin güzel bir ödül ya da rahatlatıcı, stres giderici bir eylem olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. 

2- Her davranış bir amaca yöneliktir. Düşünce kalıbınızda var olduğunu düşündüğünüz amaç ya da pozitif niyeti tespit edin. 
Bu inanç hangi amaç ya da pozitif niyete hizmet ediyor (etti)? Mesela aşırı yemenin arkasındaki pozitif niyet rahatlama, kontrol etme, keyif alma, stres atma ya da yemeğin size eşlik etmesi inancı olabilir. 

3-Bu inançlarla ilgili olduğunu fark ettiğiniz her duyguyu hissedin ve açığa çıkarın.
Duygular bilinçaltı beyninizin temel dili olduğu için, düşünce kalıplarınızı bilinç düzeyine çıkardığınızda, orada birikmiş olan duygu enerjisini ifade etme imkanınız olur. Duygular sizi geçmiş tecrübelerinize ve düşünce kalıplarınıza bağlayan yapıştırıcı gibidirler. Değiştirmek istediğiniz davranış kalıbını yapmadığınızda hissedebileceğiniz rahatsızlık duygularını zihninizde oluşturduğunuz bir balona üfleyin ve o duyguları balonun üzerine yazarak, hayalinizdeki o balonu patlatın.
O davranışı yapınca hissettiğiniz olumlu duyguları da tespit edin, rahatlama, tatmin duygusu, mutluluk hissi olabilir.

4-Şu anki hayatınız ve imkanlarınızı düşünerek size rahatlama, tatmin duygusu ve mutluluk hissi yaşatacak, bu pozitif niyeti besleyecek alternatif yollar, davranışlar belirleyin. 
Eğer bilinçaltınızdaki pozitif niyeti tatmin edecek yeni bir şey bulmazsanız, beyniniz hemen eski düşünme kalıbınızı devreye sokacaktır. Buna engel olmak için, mutlaka o pozitif amacı besleyecek yeni meşguliyetler belirlemeli ve uygulamalısınız, Zorlandığınızda otohipnoz yapmayı öğrenin, arkadaşlarınızla daha çok vakit geçirin, biraz danışmanlık alın ya da başka haz ve ödül kaynakları bulun. 

5-Hayatınızın bu alanına yönelik daha sağlıklı düşünceler, oto telkinler belirleyin ve onları zihninizde tekrarlayın, sık sık mırıldanın. 
Mesela, çok yeme eğiliminiz varsa, kendinize şunları söyleyebilirsiniz:
İdeal bedenimin ihtiyacı kadar yer ve mutlu olurum. Az yiyip tam doymadan kalkıyorum ve kendimi hafif hissediyorum. Kendimi seviyor ve ihtiyacım kadar besleniyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KARMİK VE KARMA TEMİZLİĞİ, BİLİNÇALTI TEMİZLİĞİ

Kendime not: Kendi önünden çekil.

Korkulardan Arınma...