Tekrar Çemberinden Çıkış
Değişimin Yol Haritası
- En büyük korkunuz en zayıf tarafınızdır ve beklenmedik anlarda sizi sınamak için karşınıza çıkmaktadır. En büyük korkunuzla yüzleşin. Eğer terk edilmekten korkuyorsanız, sizi terk etme ihtimali belirgin insanlarla birlikte olmayın. Ya da terk edilmemek için fazladan yaptığınız fedakarlıkları yapmayın, cesur ve güvenli olun. Bu yüzleşme metodunu tüm korkularınıza uygulayın. Korktuklarınızı kendinize çektiğinizi sakın unutmayın.
- Kendinizi değiştirmekten korkmayın. Hayatta karşımıza çıkan her insan, her olay bizde var olan potansiyel ile ortaya çıkar. Ve insanoğlu sürekli gelişim ve değişim içinde olmazsa hem olaylara hem kişilere yenik düşer. Hayat olduğunuz gibi olduğunuz değil, olduğunuz halinizin en iyisini gerçekleştirmeniz gereken bir süreçtir. Her yazımda tekrarladığım gibi olayları değil ama olaylara bakışınızı, kişileri değil ama kendi kişiliğinizi değiştirebilirsiniz. Ve siz değiştikçe dünya değişecektir.
- Gerçek nedenler için ilişki kurun. Sadece bir sevgiliniz ya da bir eşiniz olsun diye değil, hayatın geri kalanını onunla mutlu geçirebileceğiniz insanlarla ilişki kurun. Bir yoksunluk, kendinizi kötü hissetmemek veya sadece hayatınızla ilgili benzerlikler bulmak niyetiyle kurduğunuz tüm ilişkiler size zarar verir. Bir ilişkiye girerken onunla anlaşıyor musunuz? Temel değerleriniz birbirinize uygun mu? Aranızda karşılıklı hisler var mı? Karşınızdaki insan size değer veriyor mu? Siz ona değer veriyor musunuz? Bu sorulara cevap verebildiğiniz kişilerle ilişkiye girin.
- Sizi suistimal eden, üzen ve bir şekilde aşağılayan ve bunları bir kereye mahsus değil sürekli tekrarlayan insanlardan uzak durun. Bir ilişkiyi başlatabildiğiniz gibi korkusuzca bitirebilmeyi öğrenin. Hayatınızın sorumluluğunu alın ve mağdur bilincinden kurtulun. Başınıza gelen kötü olayların devam edip etmemesi sadece sizin elinizde unutmayın.
- Sadece sizinle ilişki kursun diye kimsenin koruyucu meleği olmayın. Fazla fedakarlık yaparak sevgilinizi, eşinizi dostunuzu elinizde tutmaya çalışmayın. Feda edip, kar sağlamaya çalışmayın. İlişkilerin yakıtı paylaşım, sevgi ve birlikte olmaktan keyif almaktır bunun dışındaki her şey ancak kısa süreli istisnai durumlar olabilir.
Bunları yapmakta zorluk çekiyor yada nereden başlayıp nasıl yol izlemelisiniz bulamıyorsanız bir uzmanla çalışmanızı tavsiye ederim fakat muhakkak kısır döngüyü kırın… Bu döngüden bir kez çıktığınızda nefes aldığınızı hissedersiniz. Kendiniz için bunu yapın ve aynı şeyleri bazen aynı bazen de farklı farklı kişilerle tekrar tekrar yaşamayın.
Yaklaşık 3 yıldır dönüp duran kısır döngüler var hayatımızda.
3 yıllık bir süreç. Tam oldu derken başa saran, ‘neyle sınanıyorum’ sorularıyla geçen, doğru kişi, doğru iş, doğru yolu aramakla geçen. Tatmin olmakta zorlanmış olabilirsiniz bu süreçte, özellikle aradığınızı bulamama konusunda, güven konusunda. En çok da kendinize olan güveniniz.
Aynı şeyleri yaşamaktan sıkıldıysanız, aynı durumların tekrarlanmasından bıktıysanız, bu 15 gün çok önemli.
Önünüze çıkanlara iyi bakın. Bu dönem son 3 yılın tekrarlanan kasedini değiştiriyor ve yeni bir süreç başlatıyor.Yeni bir şarkı. Kendi frekansınızı bulduysanız ne güzel. Eğer hala kendi frekansınızı bulamadıysanız, bu dönem son 3 yılda neden bir türlü değişmeyen-tekralanan olayları yaşadığınızı gösterecektir. Belki size engel olan bir insan,belki bir duygu, belki bir korku, belki de özgürlüğünüze kavuşamamanız. Her ne ise bu süreçte görebilirsiniz. Belki bazı şeylere o kadar çok anlam yüklediniz ki ve o kadar çok tutundunuz ki, bırakamıyorsunuz, ancak bu sizi artık tatmin etmiyor.
Bir yanda tatminsizlik, bir yanda duygularınız, bir yanda değişim sancısı. Diğer yanda öylece ne yapacağını bilmeden bekleyen siz. Yapmayacağınız şeyleri yapıyor, hiç ‘size ait olmayan’ cümleler kuruyor olabilirsiniz son dönemlerde. Bunun size çıkardığı sorunlar olabilir. Çok alakasız insanlar hayatınıza katılmış, hiç farkında olmadığınız sorunlar hayatınıza yansımış olabilir ve çözüm arıyor olabilirsiniz. Burada ortaya çıkan izinli olmak ve teslimiyetle başlayan bir çözüm odağına dönebiliriz ve ne istediğimize karar verip bir adım atabiliriz.
3 yıl yorucu bir süre ancak sizi, siz yapan bir süre. Neye direndiniz ki bu kadar uzun sürdü. Hangi duyguya bu kadar tutundunuz? Kime? Bir yandan özgürlük isterken, diğer andan ‘korkularınız’ ve geleceğe ektiğiniz obsesif kaygılarınız şu an ‘zihin karışıklığı’ yaratıyor. Başka insanlara ölesiye inanırken ve güvenirken kendinize olan inançsızlığınız, olduğunuz yerde saymanıza neden oluyor. Oysa bu süreçte herkesten önce kendi gücünüzü elinize almalı ve yola çıkmak için bir adım atmalısınız. Bir yardım eli beklemeyi bırakarak. Başka insanlar tarafından bu 3 yılda yeteri kadar hayalkırıklıkları yaşadınız. Artık hayallerinize koşmak için ayağa kalkmanız gerek. Tekrar başa sarmamak için tutunduğunuz duyguları bırakmanız gerek. Sırtınızda taşıdıklarınızdan vazgeçmeniz gerek. Çağımız değişiyor.
Çağa ayak uyduramayanların, geçmişte yaşayanların, geçmişe takılı kalanların her zaman zorlandığını biliyoruz. An’a dönmeliyiz. Bir an geliyor, geçmiş sorunlardan bir koku duyar gibi oluyorsunuz. Bu koku panik yaratıyor, ‘yine mi’ yine mi olacak derken yine oluyor. İşte izinli olmak tam olarak burada devreye girmesi gerekiyor. Bunun bir sorun olmadığı farkındalığına erişildiğinde bir adım atmış olunuyor.
Sorunlara ışık olmak önemli olan. Çünkü asıl sorun, sorunun ne getireceğini ve neyden kaynaklandığını göstermeyen karanlık. O karanlıkta kendini yalnız hissetmek. Geldiğini görememek ve neye mal olabileceğini kavrayamamak, Kötüye odaklanmak.’Bittim ben’ düşüncesi. Zamanla o sorunu unutmak. Unuttuğunu sanmak, üstünden gelmek yerine üstünden geçmek. Ve sınav sonunda o soruya geri dönmek. Geçmek için. Geçmiş kayıtların sizi ele geçirmesi, ‘tekrar kötü şeyler yaşayacaksın’ diye sizi dürtmesi. Size ne katacağını umursamaması. Karanlık.
Yalnız değilsiniz. Bütün dünyanın yükünü tek başınıza çekiyormuş gibi davranmaktan vazgeçin. Bırakın paylaşalım. Paylaşın. 3 yıllık süreç geride kalmakta.Şimdi yeni süreç başlamakta. Bu sürece ne kadar farkındalık ile girersek o kadar iyi. Size katkı olacak her şeye açık olmanız dileğiyle, yargıdan uzak durmanız dileğiyle ve bu yeni sürecin hepimize katkı olması dileğiyle, sevgiyle kalın.
Hiç bazen kısır bir döngüye kapıldığınız olur mu? Takılmış bir plak gibi? Aynı döngü içinde, aynı motiflerle…
Engelleyici, baş döndürücü ve delirtici olabilir. Ne yapılacağını bilemeden…
Peki, bu durumda neler yapılabilir?
Belki de bakış açınıza bağlı?
Örneğin, bilişsel – davranışçı terapinin bu duruma yaklaşımı döngüyü kırmak ve o çemberden çıkmaktır. Harekete geçmeden yakalayıp, başından engellemektir.
Eğer bu yaklaşım size göreyse, kendi örüntünüzü fark etmeye ve anlamaya çalışmanız önemlidir. Sizi bu döngüye neyin bağladığını daha bilinçli bir şekilde düşünmelisiniz.
Hangi düşünceler bu döngüye öncülük edebilir? Gerçekten bu döngüler nasıl başlıyor? Tetikleyen ve arttıran nedir? Ve hangi davranışlar, bu döngüyü azaltırken hangileri pekiştiriyor?
Kafanızın içindeki bu soruların herhangi birini sorgulayabiliyor musunuz? Bunların doğrumu ya da sadece alışılagelmişlik mi olduğunu düşünün.
Ve sonra kendinize, başka hangi durumlar bu içinden çıkılmaz döngüyü kırabilir ve yerine seçenekler sunabilir diye sorun.
Bunlar, üzerinde düşünülmesi gereken çok anlamlı sorular olabilir.
Belki de tüm bu döngüleri, çemberleri farklı görmenin bir yolu vardır.
Belki, durdurmadan, değiştirmeden ya da olmayan bir şey haline getirmeden sadece kabul etmek gerekir, en azından bir süre için.
Bu döngüdeki duygusal boşluğu daha farkında deneyimlemek… Nasıl hissettirdiğini fark etmek, bir süre için o döngüyü takip etmek ve neler olduğunu görmek.
Eğer “paradoksal değişim teorisi” doğru ise, bir şeyi olduğu gibi, olduğuna bırakmak (kendinizi, olduğunuz gibi bırakmak) kaçınılmaz bir değişime davetiye çıkarabilir.
Ve belki de filozof Heraclitus’ un dediği gibi, “ bir nehre iki kere giremezsin”. Bu yüzden birden çok kere aynı döngüye, çarka giremezsin, her ne kadar öyleymiş gibi hissettirse de.
Belki de, farklı bir yoldan yürüyorsun, çok az farklı, birçok şey aynı gözükse bile. Ve belki de o ufak farklılıkları görmen, fark etmen ve dikkate alman gereklidir. Ve ne kadar küçük gibi görünse de değişimi hissetmek gereklidir.
Belki de, böylece, çember veya kısır döngü olarak hissettiğin şey bir yere ilerleyebilir, anlam kazanabilir.
Ve belki de döne döne yolunu bulur, senin için önemli bir yolu. Ya da sadece bu çemberlerle, çarklarla, bu yol ile bağlantıya geçmek bile seni şimdiden farklı bir yere götürmüştür.
Yorumlar
Yorum Gönder