motive

 Kendi kendinize bulunduğumuz telkinler yaşamdaki can damarlarınızdandır. Zihninizi sizi gitmek istediğiniz yere ulaştıracak şekilde programlamanızda telkinler önemli rol oynar. Ancak iyi niyetle de olsa yanlış bir yol izleyerek kendi kendinize vermiş olduğunuz telkinler beklediğinizin aksi bir durumu yaşamanıza sebep olabilir. Çünkü zihniniz sizinle tartışmaya girmez. Ona ne söylerseniz,onu yaşamanız için harekete geçmenizi sağlar. Bu aslında çok kritik bir aşamadır. Bu aşamada zihninizin işleyiş şekline göre telkinlerde bulunmanız elde edeceğiniz sonuçlarda büyük farklılıklar yaratır.
Çoğu zaman kendimizi motive etmek için olumsuz cümleler yada kelimler kullanırız. Soğukkanlılığımızı korumamız gereken olaylarda “Panik yapma” diye fısıldarız zihnimizde. Sınava girecek bir öğrenci “Dikkatsizlik yapma” “Heyecanlanma” diye mırıldanır içten içe. Çabuk sinirlenen bir insan “Kontrolünü kaybetme” der kendi kendine. Zamanı çok dar olan ama yetiştirmesi gereken bir yığın işi olan biri “Acele etme” diye kendisini sakinleştirmeye çalışır. Gelecekten beklentilerini elde ermek için risk alması gereken bir kişi “Risk almaktan korkma” diyerek cesareti arar kendi içinde.
Tüm bunlar istenilen sonuçları elde etmek için gerçekten iyi niyetle söylenen cümlelerdir ve bu cümleler maalesef tam tersi sonuçlar elde etmemize neden olmaktadırlar. Çünkü zihnimiz olumsuzluk köklerini algılamaz. 
“Lütfen kırmızı filin üstündeki mavi maymunu düşünmeyin” 
Biri size bunu söylediğinde bir anda zihninizde kırmızı bir filin üstünde duran mavi maymunun resmi canlanır. Oysa size düşünmemeniz söylenmişti. Neden aksini yaptınız? 
Bir şeyi düşünmemek için zihniniz önce onu düşünmenin nasıl bir şey olduğunu kurgulamak ve yaşamak zorundadır. Kendinize “Heyecanlan – ma” derseniz zihniniz önce heyecanı yaşatır size. Çünkü heyecanlanmamak için heyecanın ne olduğunu kurgulaması gerekmektedir. “Acele et – me” derseniz bir anda elinizin ayağınıza dolaştığını fark edersiniz. Çünkü zihninizin işleyişine göre bir şeyi yapmamanın yolu onu yapmaktan geçer. 
Anne – babalar çocuklarına sürekli bir şeyi yapmamasını söylerler ve çocuklarının hep söylediklerinin aksini yaptıklarından şikayet ederler. Asıl sebep istediklerini “ Yapma” “Düşürme” “Basma” gibi olumsuz ifadelerle dile getirmelerinden kaynaklanır. Çünkü çocuk önce yapılmaması gereken davranışı yaşamak zorundadır. 
Bilinçaltınızın algılayış şeklini göz önünde bulundurarak yapmanız gereken tek şey olumsuzların yerine olumlu ifadeleri koymaktır. “Korkma” yerine “Cesur ol” , “Heyecanlanma” yerine “Sakin ol” , “Acele etme” yerine “Zaman tanı” demeyi bir deneyin. Çocuklarınıza yapmamalarını istediğiniz davranış yerine yapmasını istediğiniz davranışları söyleyin. Bunları yaptığınız zaman istediğiniz etkiyi yaratacağını görecek, hissedeceksiniz ve şaşıracaksınız. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KARMİK VE KARMA TEMİZLİĞİ, BİLİNÇALTI TEMİZLİĞİ

Kendime not: Kendi önünden çekil.

Korkulardan Arınma...