hedef
Kendinize bilinçli olarak hedefler koyar mısınız? Eğer cevabınız “hayır” ise, bu yazı dizisini okuduktan sonra, çok daha bilinçli ve planlı hedefler belirlemeye başlayacağınıza inanıyorum.
Hayatımızdaki ilerlemeyi ölçebilmenin en iyi yollarından birisi de hedef belirleme ve hedefe ulaşmadır.
Peki hedef nedir?
Hedef, elde edilene kadar sürekli peşinden gidilen değerli bir şeydir.
Bu cümledeki;
“süreklilik”, hedefe ulaşmanın bir süreç olduğunu gösteriyor, “elde edilene kadar peşinden gitmek” azim ve kararlılık gerektiriyor. O şeye ulaşana kadar ne gerekiyorsa yapmamız gerektiğini gösteriyor.
“Değerli bir şeydir” tanımlaması ise, yolun sonunda, yol boyunca bize gerekli motivasyonu sağlayacak büyük bir ödül olduğunu gösteriyor.
Hayatımızı, rüzgar bizi nereye götürürse oraya savrularak hedefsiz olarak da yaşayabiliriz. Ama bir gün uyanıp, yaşadığımız hayatın bize çok yabancı gelmesi ihtimaline de hazırlıklı olmak lazım bu durumda.
Bu hayat bizim. Ancak biz, kendimiz için en iyi şeyin ne olduğunu bilebilir ve buna ulaşmak için de bir yol haritası çizebiliriz. Ancak biz kendimiz için en iyi çabayı gösterebiliriz, bir başkası değil. Bu yüzden bize en uygun olan hedefleri de kendimiz belirlemeliyiz.
Peki, hedef koymak için başarılı bir çerçeveyi oluşturduğumuzdan nasıl emin olabiliriz?
Bunun için, aşağıdaki maddelerden sizin için en uygun olanları seçip kullanabilirsiniz:
1. Hedefleriniz size ait olmalı
Bu madde oldukça önemli. Çünkü eğer hedeflerimiz 100% bize ait değilse, yolun sonunda aslında tam da istemediğimiz bir şeye sahip olduğumuzu farkedebiliriz. İşin kötüsü, o kadar çaba ve emek hatta zamanımız da boşa gitmiş olabilir. Bu yüzden bir hedef belirlerken, öncelikli olarak o hedefin bizim istediğiniz şey olup olmadığından emin olmamız gerekiyor.
Hedeflerimiz; ailemiz, patronumuz, arkadaşlarımız, komşularımız, içinde yaşadığımız ülke koşulları, vs. tarafından belirlenmemeli. Eğer bu şekilde yaşıyorsak, sonunda mutsuz olabiliyoruz. Bu yüzden başkalarının bizim hedeflerimizi ve yapabileceklerimizi belirlemelerine bir son vermeliyiz.
Hedeflerimiz; ailemiz, patronumuz, arkadaşlarımız, komşularımız, içinde yaşadığımız ülke koşulları, vs. tarafından belirlenmemeli. Eğer bu şekilde yaşıyorsak, sonunda mutsuz olabiliyoruz. Bu yüzden başkalarının bizim hedeflerimizi ve yapabileceklerimizi belirlemelerine bir son vermeliyiz.
Medya bile, günümüzde bizim kararlarımızı etkiler hale geldi. Düşünsenize, farkında bile olmadan dizilerin içinde senaristin bakış açısına göre empoze edilen doğrular, reklamlarda verilen “bu ürünü almazsanız başarısız olursunuz” mesajları, vs. Bu yüzden ben artık televizyon izlemiyorum. Size de çok seçici olmanızı tavsiye ediyorum.
Dıştan gelen pek çok uyarıcıya karşı bizim kendi hedeflerimizi belirlememiz için, gün içinde iç sesimizi daha fazla duymamız ve gerçekten ne istediğimize odaklanmamız gerekiyor. Siz de takdir edersiniz ki, iç sesimizi TV açıkken duymak ya da başka işlerle meşgulken duymak oldukça zor olacaktır. Bu yüzden kendimize iç sesinizle baş başa kalacağımız anlar yaratmalıyız.
Dıştan gelen pek çok uyarıcıya karşı bizim kendi hedeflerimizi belirlememiz için, gün içinde iç sesimizi daha fazla duymamız ve gerçekten ne istediğimize odaklanmamız gerekiyor. Siz de takdir edersiniz ki, iç sesimizi TV açıkken duymak ya da başka işlerle meşgulken duymak oldukça zor olacaktır. Bu yüzden kendimize iç sesinizle baş başa kalacağımız anlar yaratmalıyız.
2. Hedefleriniz anlamlı olmalı
Geleceğimiz için hedeflerimizi yazmaya koyulduğumuzda kendimize “Benim için gerçekten önemli olan şeyler neler? Bunların olması için nelerden vazgeçebilirim?” diye sormalıyız. Bu düşünce süreci, hedeflerimizi daha açık ve net görmemize yardımcı olacaktır.
Hedeflerimiz ne kadar anlamlıysa, sabahları, canımız istemese bile yataktan çıkma isteği ve enerjisini verecektir bize.
Kendimizi tutarlı bir şekilde eyleme adamalı, yaratabileceğimiz yeni, canlı yaşam tarzı üzerine odaklanmalıyız.
Eğer tüm bunlar bizi heyecanlandırmıyorsa şunu düşünebiliriz: “Disiplin kilolarca ağırlıktaysa, amaçsızca akıp giden bir yaşamın pişmanlığı tonlarca olabilir”. İleride; “keşke sağlığıma daha çok özen gösterseydim, keşke daha çok birikim yapsaydım, keşke sevdiklerime daha fazla zaman ayırsaydım…” şeklinde keşkelerle dolu bir noktaya gelmemek için şunu düşünelim:
Kendimizi tutarlı bir şekilde eyleme adamalı, yaratabileceğimiz yeni, canlı yaşam tarzı üzerine odaklanmalıyız.
Eğer tüm bunlar bizi heyecanlandırmıyorsa şunu düşünebiliriz: “Disiplin kilolarca ağırlıktaysa, amaçsızca akıp giden bir yaşamın pişmanlığı tonlarca olabilir”. İleride; “keşke sağlığıma daha çok özen gösterseydim, keşke daha çok birikim yapsaydım, keşke sevdiklerime daha fazla zaman ayırsaydım…” şeklinde keşkelerle dolu bir noktaya gelmemek için şunu düşünelim:
Her zaman yaptığımız şeyleri yapmaya devam edersek, yaşam tarzımız bundan beş yıl, on yıl ya da yirmi yıl sonra nasıl olur? Şu anki durumumuzda veya yaptıklarımızda bir değişiklik yapmazsak gelecekteki durumumuzu nasıl tanımlarız?
3. Hedefleriniz kesin ve ölçülebilir olmalı
İnsanların istedikleri şeye ulaşamamalarının en büyük nedenlerinden birisi, istedikleri şeyi tam olarak tanımlayamamalarıdır. Örneğin, hedefimiz“zengin olmak” ise, bu çok göreceli ve belirsiz bir tanımlamadır. Bizim için zengin olmak 5 yaşındayken sadece bir kutu şekerimiz olmasıyken, şu an bu tanım farklı, gelecekte de çok farklı olacak.
Benim öğrencilik yıllarımda İstanbul’da part-time çalıştığım bir turizm satış acentesi vardı. Çalışanların hepsi de üniversitede öğrenci ve part-time burada çalışan arkadaşlardı. Tamamen prim usulü çalışılan bu firmada bize bir toplantıda, bizi hayallerimize doğru daha iyi motive edebilmek için şu soruldu: “Yıl sonunda size başarılarınız sonucu prim olarak bir hediye verilse bunun ne olmasını isterdiniz?” Tabi o yaşlarda herkesin ilk olarak söylediği şuydu: “Araba”. İşte bu noktada biraz daha spesifik olmak gerekiyor. Yoksa yıl sonunda bize oyuncak araba hediye edilse şaşırmamak gerek. Hangi marka araba, hangi model araba, hangi renk araba, ne zaman ulaşmayı hedefliyorum, bu arabanın fiyatı ne, vs. işte spesifik olarak belirledikçe, hayallerimiz daha da ölçülebilir oluyor. Üstelik, gözümüzde o hedef çok daha net canlandığı için, ona çok daha hızlı yaklaşabiliyoruz.
Benim öğrencilik yıllarımda İstanbul’da part-time çalıştığım bir turizm satış acentesi vardı. Çalışanların hepsi de üniversitede öğrenci ve part-time burada çalışan arkadaşlardı. Tamamen prim usulü çalışılan bu firmada bize bir toplantıda, bizi hayallerimize doğru daha iyi motive edebilmek için şu soruldu: “Yıl sonunda size başarılarınız sonucu prim olarak bir hediye verilse bunun ne olmasını isterdiniz?” Tabi o yaşlarda herkesin ilk olarak söylediği şuydu: “Araba”. İşte bu noktada biraz daha spesifik olmak gerekiyor. Yoksa yıl sonunda bize oyuncak araba hediye edilse şaşırmamak gerek. Hangi marka araba, hangi model araba, hangi renk araba, ne zaman ulaşmayı hedefliyorum, bu arabanın fiyatı ne, vs. işte spesifik olarak belirledikçe, hayallerimiz daha da ölçülebilir oluyor. Üstelik, gözümüzde o hedef çok daha net canlandığı için, ona çok daha hızlı yaklaşabiliyoruz.
Hedefleriniz değerlerinizle uyumlu olmalı
Hedef belirlemeden önce, çekirdek değerlerimiz neler onları bulmamız gerekiyor. Çekirdek değerlerimiz, varlığımızın derinliklerinde derin bir his yaratan, bizde güçlü duygular uyandıran değerlerdir. Yıllar boyunca kişiliğimizin oluşumunda katkısı olan temel inançlardır.
Neden çekirdek değerlerimizin neler olduğunu bulmalı ve bu değerlere uygun hedefler geliştirmeliyiz? Çünkü çekirdek değerlerimize aykırı şeyler yaptığımızda sezgilerimiz, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu sinyallerini verir. Bu durumda ortaya, birbiriyle çelişen bir durum çıkar.
Mesela, eğer “dürüstlük” sizin çekirdek değerleriniz arasındaysa, ne kadar maddi zorluk yaşarsanız yaşayın, dürüst olmadan elde edilecek bir para sizi mutlu etmeyecektir ya da zaten o parayı bu yüzden elde edemeyeceksinizdir. Parayı kendinize dürüst olmayan yollardan çekme isteği ve dürüst olma çekirdek değer duygunuz birbiriyle çelişiyorsa, doğal olarak evrene verilen bu iki farklı enerji dalgası birbiriyle çelişmeye devam edecektir.
İşte ipucu: Çekirdek değerlerimizi iyi bir amacı olan, olumlu, heyecan verici hedeflere ulaşmak için kullandığımızda, karar vermemiz kolaylaşır. Bizi yolumuzdan alıkoyan bir iç çatışma yaşamayız; böylece daha başarılı olmamızı sağlayan yüksek bir enerji dalgası yaymış oluruz.
5. Hedefleriniz esnek olmalı
Hedeflerimize ulaşma konusunda esnek olmak oldukça önemlidir. Çünkü kendimize karşı fazlasıyla katı kurallar koymak, boğulmamıza neden olabilir. Bu yüzden hedeflerimize ulaşma yolumuz biraz esnek olmalıdır. Esnek bir yol, ufak tefek tökezlemeleri tolere edebilir.
Esnek olmanın şöyle bir avantajı daha vardır: Karşımıza çok iyi fırsatlar çıktığında görmemizi sağlar, kendimize izin verip eğer bizi heyecanlandırıyorsa da onları değerlendirmemizi sağlar. Ancak bunu, maymun iştahlı olmakla karıştırmamak lazım. Burada söylemek istediğim şey şu: Katı kurallara bağlı kalıp hedeflere ulaşma yolunda kendimize acı çektirmek yerine, biraz esnek olup bizi mutlu edebilecek diğer alternatifleri de farketmek. Elbette karşımıza çıkan her fikri uygulamak zorunda değiliz. Ama kendimize her zaman için hedeflerimizde değişiklik yapabilme iznini de vermeliyiz.
6. Hedefleriniz heyecan verici ve zorlayıcı olmalı
Bizim için zorlayıcı olan hedefler belirlememiz gerekiyor. Kendi yaşam koçumla yaptığım çalışmalarda, beni her geçen gün daha iyi tanıdığı ve rahatlık alanımı zamanla çok iyi tespit ettiği için, hemen hemen her görüşmemiz sonrasında benim sınırlarımı biraz zorlayıcı, beni rahatlık alanımın biraz dışına çıkarabilecek ödevler veriyordu. Bu ev ödevlerini yapmak, değişimi adım adım gerçekleştirmemi sağlıyordu. Geriye dönüp baktığımda neredeyse bir yıl olan çalışmalarımız sonucunda evet hayatımda gözle görülür değişimler yaşamıştım, ama hala sabahları yataktan heyecanla kalkmamı sağlayacak hedefleri net olarak belirleyememiştim.
Farklı farklı hedefler belirliyordum ama hiçbiri tek başına beni yeterince tatmin etmiyordu. Bir gün şuna karar verdim; benim tek bir hedefim değil, pek çok farklı hedefim olabilir. İşte bu farkındalığı yaşayıp kendime bu izni verdiğim zaman, kendime 4 farklı hedef belirledim.
Sınırlarımı zorlayan ve heyecan veren bu hedefler sayesinde, artık hayatımın sıkıcı olması mümkün değil. Elbette rahatlık alanımın dışına çıkmam gerektiği zamanlarda ben de zorlanıyorum. Ama hedeflerimin heyecanı, bunları da aşamı, rahatsızlık hissederken de rahat olabilmemi sağlıyor.
Kendinize öyle hedefler koyun ki, geceleri heyecandan gözünüze uyku girmesin.
7. Hedefleriniz hayatımızdaki dengeyi sağlamalı
Çalıştığım borsalardaki iş yoğunluğu o kadar fazlaydı ki, öğlen yemeğe bile çıkamıyorduk. Eh tabi çalışma saatleri de uzadıkça uzuyordu. Çoğumuzun aşk hayatı berbat gidiyordu, çoğumuzda sürekli ekran karşısında oturmaktan dolayı boyun ve bel ağrıları oluşmuştu.
Ben kişisel gelişim üzerinde bu kadar çok kafa yormuş olmasaydım, hayatımdaki dengeyi sağlayamasa da eski kariyer hedeflerimin peşinden gidiyor olabilirdim. Çünkü yaptığım işi seviyordum ve hedeflediğim yere ulaşabilirdim. Ama şunu düşündüm, ben bu işi yapmaya devam ettiğim sürece, hayatımda var olan tek şey işim olacak. Çünkü giderek artacak böyle bir tempoda başka bir model mümkün değil. İşte o noktada bir karar verdim. Ben bu işi seviyorum, bu yüzden hayatımda dengeli bir şekilde bu işi nasıl yapabilirim? İşte bugün geldiğim noktada, bu işi yaparken çok daha fazla mutlu oluyorum çünkü zorunluluklar ve aşırı yoğunluk ortadan kalktı. Artık hayatımda aileme, sevdiğim şeylere, dinlenmeye, spora, gezmeye, vs. daha fazla vakit ayırıyorum. Üstelik etkili bir şekilde çalıştığım için, kısa zamanda çok daha fazla iş halledebiliyorum.
Peki siz hayatınızı sil baştan yaşayacak olsanız, neyi değiştirmek isterdiniz? Seksenli yaşlarda bu soru sorulduğunda, kimse işyerimde biraz daha fazla zaman geçirmek isterdim, daha fazla toplantı yapmak isterdim demiyor. Bu yüzden, hedef belirlerken, size gevşemek ve hayatın nimetlerinden tat almak için gerekli olan alanları yaratmayı da ihmal etmemenizi öneririm.
Hedefleriniz Gerçekçi Olmalı
Hedefleriniz Gerçekçi Olmalı
Büyük düşünmeyelim asla demiyorum. Büyük düşünelim ama küçük ve daha gerçekçi olan kısa vadeli hedeflerle adım adım büyük hedefimize doğru ilerleyelim. Yoksa daha yola çıkarken, kendimiz bile gerçekleşeceğine pek inanmadığımızdan, çabuk vazgeçmemiz mümkün.
Genellikle, hedeflerimize ulaşmak konusunda bir süre belirlerken gerçekçilikten uzaklaşabiliyoruz. Örnek olarak; eğer bizim aylık gelirimiz 3 bin TL ise, henüz daha varlık bilincimiz de gelişmemişse, bir iki ay içinde 10 bin TL kazanmayı hedeflersek hayal kırıklığı yaşarız. Bu yüzden çekim yasasında bahsedilen inanışının artık “bilincin oradaysa iste olur!” ile değiştirilmesi gerekiyor. Bilincin orada olması için de öncelikle bizim, be“iste olur!”lirlediğimiz hedefin gerçekleşeceğine inanmamız gerekiyor. Bu yüzden de gerçekçi olan hedefleri belirlemek önemli.
Benim kendi üzerimde yaptığım çalışmalarımda keşfettiğim şey şuydu; küçük parçalara böldüğümde ve her bir ufak adımımda göstermiş olduğum başarıyı kutladığımda, her türlü hedefin başarılması mümkün. İlk başlarda bir işe kalkışırken gözümde dağ gibi büyüttüğüm kocaman bir şeyi, artık baktığımda küçük kayalar halinde aşılması daha mümkün olarak görebiliyorum. Bunu siz de, büyük bir hedefi ufak parçalara bölmeye başladığınızda hissedeceksiniz.
9. Hedefleriniz Başkalarına Katkıda Bulunmalı
Bugüne kadar hayat hikayesini okuduğum, konuşmasını dinlediğim pek çok başarılı insanın sürekli vurguladığı şeylerden birisi de “vermek”. Hayatta neye ihtiyaç duyuyorsak, şu anda neyin eksikliğini yaşıyorsak, önce onu bir başkasına vermek, bizim onu almamızı garanti edecektir.
Pek çok başarılı insanın sloganı haline gelen söz şu “hayatım, ben vermeye başladıktan sonra değişti”.
Daha çok istiyorsak, daha çok vermeliyiz. Hiç daha az para, daha az sevgi, daha az huzur, daha az sağlık isteyen birisine rastladınız mı? Elbette herkes hayattan daha çok şey ister. En azından, geçtiğimiz yıla göre daha fazla ilerleme kaydettiğimizi görmek, bilmek isteriz.
Daha çok istiyorsak, daha çok vermeliyiz. Hiç daha az para, daha az sevgi, daha az huzur, daha az sağlık isteyen birisine rastladınız mı? Elbette herkes hayattan daha çok şey ister. En azından, geçtiğimiz yıla göre daha fazla ilerleme kaydettiğimizi görmek, bilmek isteriz.
Ancak şu bir gerçek; önce vermeden almak mümkün değil. Neye ihtiyaç duyuyorsak, önce onu biz vermeliyiz.
Hedeflerimizin çevreye katkısı pek çok farklı şekillerde olabilir. Çevremizdeki insanlara, zamanımızı, uzmanlığımızı veya paramızı verebiliriz. Öyleyse, vermeyi de süregiden hedefler programımızın bir parçası haline getirmeliyiz.
Hedeflerimizin çevreye katkısı pek çok farklı şekillerde olabilir. Çevremizdeki insanlara, zamanımızı, uzmanlığımızı veya paramızı verebiliriz. Öyleyse, vermeyi de süregiden hedefler programımızın bir parçası haline getirmeliyiz.
10. Hedeflerinizi Kendinize Saklamak mı Saklamamak mı?
Hedef belirleme yöntemlerinin bu son maddesi biraz sizin tercihinize ve tarzınıza bağlı.
Mesela ben, bazı konularda belirlediğim hedefleri çevreme ilan ettiğimde çok daha motive oluyorum (örnek: sigarayı bıraktığımda bunu yapmıştım). Ama bazı konularda da bunu çevreme baştan yaymak, henüz hedef gerçekleşmeden tebrikleri veya tepkileri topladığım için, başarma arzusu biraz azalabiliyor. Burada ne demek istediğimi, önceden yayınlamış olduğum “Hedeflerinizi Kendinize Saklayın” videosunda daha detaylı bulabilirsiniz.
Mesela ben, bazı konularda belirlediğim hedefleri çevreme ilan ettiğimde çok daha motive oluyorum (örnek: sigarayı bıraktığımda bunu yapmıştım). Ama bazı konularda da bunu çevreme baştan yaymak, henüz hedef gerçekleşmeden tebrikleri veya tepkileri topladığım için, başarma arzusu biraz azalabiliyor. Burada ne demek istediğimi, önceden yayınlamış olduğum “Hedeflerinizi Kendinize Saklayın” videosunda daha detaylı bulabilirsiniz.
Bazen, büyük hayalleriniz olduğunda, büyük hayalleri olan diğer insanları da kendimize çekeriz. Bu yüzden hayallerden bahsetmek bazılarımızın tercihi olabilir. Ancak, bazılarımız da sözlerle anlatmaktansa, yaptıklarıyla çok daha fazla şey anlatır, böylece pek çok kişiyi şaşırtabilir. Bu tercihte olanlar için, hedefleri tüm dünyaya daha en baştan anons etmek iyi bir fikir olmayabilir.
Bir başka strateji de şudur: Hayallerimizi, hedeflerimizi, güvendiğimiz ve seçtiğimiz sadece birkaç kişiyle paylaşmak.
Bunlar, zor günlerimizde, bizi eleştirmek yerine, destekleyecek ve cesaretlendirecek dikkatle seçilmiş kişiler olmalıdır. Hayallerimizi sabote etmeyeceğinden emin olduğunuz kişiler olmalıdır.
Hedeflerime ulaşma konusunda benim en çok işime yarayan sistem budur. Sadece güvendiğim ve beni her türlü çılgın hayalim için sorgusuz sualsiz eleştirmeden destekleyecek bir kaç kişi ile paylaşırım hedeflerimi. Bu noktada bir yaşam koçu ile birlikte çalışmak çok önemli bence. Benim için bir yaşam koçu ile çalışmanın en büyük avantajı da bu. Her türlü hayalimi destekleyen ve umudumu kaybetmeye başladığım zamanlarda bana içimdeki enerjiyi ve kim olduğumu hatırlatan bir mentor ile çalışmak bence hedeflere giden yolda çok gerekli.
Yorumlar
Yorum Gönder