içe Dönük Konuşmanın Gücü
Olumlamalarla Beyninizi Programlayabilirsiniz
Shad Helmstetter’in “İçe Dönük Konuşmanın Gücü” isimli kitabını yeniden okudum. Bu tür okumaları, belli aralarla tekrarlamakta yarar var.
Helmstetter, istenen sonuçların elde edilmesi için öncelikle kişinin kendisini olumlu bir şekilde programlamasını ve bunu da “İçe Dönük Konuşma” yöntemiyle yapmasını öneriyor. Bu düşünceye katılıyorum. Çünkü bu yöntem, kişinin özgür iradesini kullanabilmesini; dolayısıyla seçimlerini bilinçli olarak yapabilmesini sağlıyor. Oysa gizli bilinçaltı telkin (subliminal messaging), hipnoz ve NLP gibi araçlar kullanıldığında kişiler, bir başkasının yönlendirmesine maruz kalıyorlar. Şahsen bunu –özel durumlar dışında- doğru bulmuyorum.
İçsel Konuşma (İçe Dönük Konuşma yerine artık bunu kullanacağım) yönteminde ise kişi, kendi bilinçaltına gönderdiği programlama cümleciklerini öncelikle kendi bilinç süzgecinden geçirebiliyor. Bu nedenle bu yaklaşım hem daha sağlıklı, hem de daha etik.
Arzulanan sonuçları elde edebilmek için gereken davranış zinciri,
1- Bilinçaltının programlanması ile inançların oluşturulması,
2- İnançların tutumları belirlemesi,
3- Tutumların duyguları yönlendirmesi,
4- Duyguların davranışları yaratması ve
5- Davranışların sonuçlara yol açması
şeklinde çalışıyor.
1- Bilinçaltının programlanması ile inançların oluşturulması,
2- İnançların tutumları belirlemesi,
3- Tutumların duyguları yönlendirmesi,
4- Duyguların davranışları yaratması ve
5- Davranışların sonuçlara yol açması
şeklinde çalışıyor.
Bu etkileşim zinciri, ana karnındaki bebeğin iç ve dış sesleri algılamaya başladığı andan itibaren devrede. Annenin kalp atışları, çevredeki konuşmalar, müzik sesleri biyokimyasal bir öğrenme ve şartlanma (programlanma) sürecini başlatıyor.
Kişisel yazılımlarımızın bir kısmı genlerimizde kodlanmış olarak mevcuttur ve bu kodların oluşturduğu temel program, bir bilgisayarın işletim sistemi gibidir. Bu işletim sistemi, içinde yer aldığı yapıyı -bilgisayarı, vücudu- ayakta tutabilmenin ana koşullarını sağlayan temel denetimleri yapar ve birbirinden bağımsız parçaların eşgüdüm içinde yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlar. Bu işletim sistemine –genetik kodlamaya- müdahale etmek günümüz teknolojisi ile henüz çok kolay görünmüyor. Ancak, bu konuda çok ciddi bilimsel çalışmalar yapılmakta olduğunu da biliyoruz.
Bizleri bitkisel hayattaki bir hücre yığınından farklı hale getiren asıl programlar ise genlerimizde yazılı olanlar değil, sonradan edindiğimiz ve –şimdilik bildiğimiz kadarıyla- bilinçaltımızda, beynimizin belli bölgelerinde depoladığımız programlardır.
Genetik kodlarımızı değiştirmek her ne kadar zor olursa olsun, davranış kodlarımızı değiştirmek o kadar zor görünmüyor. İşin asıl zor tarafı, eski kodları etkisiz hale getirmek. Çünkü o kodların pek çoğu uzun yıllar boyunca beynimize, bilinçaltımıza kazınmış, kemikleşmiş kodlar. Buna rağmen dikkatle ve özenle sürdürülecek sistemli bir çalışma ile bu zorluğun üstesinden gelmek mümkün. Bu tür bir çalışmanın en az 21 gün aksatmadan sürdürülmesi öneriliyor.
İşte İçsel Konuşma yöntemi burada devreye giriyor. İçsel Konuşma basittir, kolay uygulanır, kişiseldir ve dolaysızdır.
İçsel Konuşma yönteminde Olumlama cümlelerinin oluşturulması sırasında bazı küçük ama önemli ayrıntılara dikkat edilmesi gerekli:
1- Cümleler geniş veya şimdiki zamanda olmalıdır
2- İfadeler açık, anlaşılır ve kesin olmalıdır
3- Yan etki yaratacak unsurlar içermemelidir
4- Kullanımı kolay olmalıdır
5- Uygulanabilir olmalıdır
6- İfadeler kişisel ve dürüst olmalıdır
7- En iyiyi istemelidir
8- Olumlu, yapıcı ifadeler içermelidir
9- Özne olarak birinci tekil ve/veya ikinci tekil şahıs kullanılmalıdır
2- İfadeler açık, anlaşılır ve kesin olmalıdır
3- Yan etki yaratacak unsurlar içermemelidir
4- Kullanımı kolay olmalıdır
5- Uygulanabilir olmalıdır
6- İfadeler kişisel ve dürüst olmalıdır
7- En iyiyi istemelidir
8- Olumlu, yapıcı ifadeler içermelidir
9- Özne olarak birinci tekil ve/veya ikinci tekil şahıs kullanılmalıdır
Bu nedenle iyi bir İçsel Konuşma (olumlama), mümkünse kişinin kendi sözcükleriyle oluşturulmalı; kesinlikle muğlak, anlamı bilinmeyen, kafa karışıklığı yaratabilecek sözcükler içermemelidir. Tüm ifadeler yalın ve açık olmalıdır. Olabildiğince kısa ve anlaşılır cümleler kullanılmalıdır.
Örneğin:
Ben planlıyım.
Sen planlısın.
Sen planlısın.
Ben, hayatımın kontrolünü elimde tutarım.
Sen, hayatının kontrolünü elinde tutarsın.
Sen, hayatının kontrolünü elinde tutarsın.
Ben zamanımı verimli harcarım.
Sen zamanını verimli harcarsın.
Sen zamanını verimli harcarsın.
Ben yapacaklarımı planlar ve tam yapmam gerektiği zamanda yaparım.
Sen yapacaklarını planlar ve tam yapman gerektiği zamanda yaparsın.
Sen yapacaklarını planlar ve tam yapman gerektiği zamanda yaparsın.
Dakik olmak benim için kolaydır.
Dakik olmak senin için kolaydır.
Dakik olmak senin için kolaydır.
Ben tam istediğim zamanda, tam istediğim yerde olurum.
Sen tam istediğin zamanda, tam istediğin yerde olursun.
Sen tam istediğin zamanda, tam istediğin yerde olursun.
Bu tür olumlama cümleleri gün içinde birkaç kez (toplam 5-10 dakika) sesli veya sessiz olarak okunabilir ya da melodik olarak seslendirilebilir. Mümkünse bir ses kaydına çevrilip dinlenebilir. Ses kaydının dinlenmesi tamamen pasif olabileceği gibi, içten veya sesli olarak tekrarlanabilir. Özellikle ses kayıtlarının olumlama sistemine inanmayan pasif dinleyiciler üzerinde de etkili olduğu gözlenmiştir.
İçsel Konuşmada en önemli unsurlardan biri sürekliliktir. Eski programın iptal edilip önerilen programın onun yerine geçebilmesi için bu sürekliliğin sağlanması mutlak bir zorunluluktur.
içe Dönük Konuşmanın Gücü – Shad Helmstetter – Sistem Yayıncılık
Yaratıcı İmgeleme – Shakti Gawain – Akaşa Yayıncılık
Yaratıcı İmgeleme – Shakti Gawain – Akaşa Yayıncılık
Yorumlar
Yorum Gönder